28 Nisan 2015 Salı

Beş PAralık Roman- Bertolt Brecht

Beş Paralık Roman,  kapitalizm denen sistemin pisliğini tokat gibi çarpıyor  okurun yüzüne.  Hikaye 1900 lerin başında geçse de, yaşadığımız zamana ait gibi. Sistemin ve pisliğinin hiç değişmediğine tanık olmak tuhaf. Topu sisteme atıp bir köşeye oturmamış Brecht, (belki bu nedenle bunca etkili ve ölümsüz?) roman boyunca bireyler derin bir sorguda.

Gerçekten çok etkilendim,  Sevgi Soysal gibi  eşsiz bir yazarın çevirisiyle İletişim yayınlarından çıkan Beş Paralık Roman'dan.  Roman hakkında en güzel değerlendirmeler Walter Benjamin'in sonsözünde, kitabın içerisinde. Brecht Üç Kuruşluk Opera'dan sonra yazmış bu romanı. Ben bu romanın önceli olan oyunu okumamış, herhangi bir yorumunu izlememiştim, en kısa zamanda yapabilmek istiyorum.

"Evet yaşamak için yemek gerektiği muhakkak. Ama yemek, yaşamak için yeterli değil. İnsanlığın en önemli güdüsü kendisini ifade etmektir, yani kişiliğini edebileştirmek  Bunun nasıl ve ne yolda olması önemli değil. Biri ata binmek ister, öbürü masa yapmak ister; sevgili tahtasını eline alıp, aletleriyle bir odaya kapanmaktan mutluluk duyar. Bir şey istemeyen, her şeyi sadece para kazanmak için yapan insan zavallının biridir, sonunda istediği parayı kazansa da. Önemli olan eksiktir onda. Bir şey olmadığı için bir şey yapmak istememektedir." -s137

"Bir hırsız bir bonoya karşı nedir ki? Bir banka soygunu, bir banka soygunu bir banka kurmanın yanında nedir? Bir işçi kullanmanın yanında bir adam öldürmenin sözü mü olur ? Bundan bir kaç yıl önce bütün bir sokağı çaldık, tahta parkelerden yapılma bir sokaktı bu, bu tahta parçalarını kazıp çıkardık, yüklendik ve götürdük. Yaptığımızın olağanüstü bir başarı olduğunu sanıyorduk. Aslında boşuna uğraşmıştık. KEndimizi de boşuna tehlikeyeatmıştık. Kısa bir süre sonra, belediye meclisi üyesi olarak ihale dağıtımıyla uğraşmanın çok daha verimli bir iş olduğunu öğrendim."-s-216

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder